Deniz-Der

DENİZDER Başkanı ALİ CAN .Gemi Yapı Meslek Lisesi… 1938-1983 arasında 45 Yıllık tarih…

9 Mayıs 2013 | Kategoriler: Başkandan Mesajlar, Genel, Tarihimizden | Etiketler:

ali canDENİZDER Başkanı ALİ CAN ….
Gemi Yapı
Meslek Lisesi
Tersane gezisi sırasında 3 Nolu büyük havuzun kenarında yürürken gözüm 60 yıl evvel okuduğum Meslek Lisesi binasına takıldı. Eski bina 15 -20 yıl süren bakımsızlıktan bir viraneye dönmüş, pencere çerçeveleri sökülmüş ölü gözleri gibi görünüyordu, uzaktan…

 

 

Açıldığı 1938 yılından kapatıldığı 1983’e kadar geçen yaklaşık 45 yılda 2000’e yakın mezun vermiş, Gemi Sanayii’mize çok değerli elemanlar yetiştirmiş bu okulun harabe haline gelmiş binası beni çok duygulandırdı, çok üzdü.

Benim müdürlüğüm sırasında Haliç Tersanesi’nin 2000’den fazla olan işçi sayısının neredeyse yarısı bu okuldan mezun olmuş çocuklardı. İçlerinden yanılmıyorsam 7 – 8 kişi de benim sınıf arkadaşlarımdı.

Aynı okuldan mezun olmuş, içlerinden birinin müdür olarak tersaneye gelişi onları çok mutlu etmiş, çok gururlandırmıştı. Benim gelişimle tersanede birden bire bir heyecan ve canlanma oldu, kısa sürede gemi inşa süreleri, gemi tamir süreleri neredeyse yarı yarıya kısaldı. Yıllardır zarar eden tersane zarardan kurtuldu. Bu güzel gelişmeler, sadece benim başarım değildi. Okul arkadaşlığının, tersaneyi bir yuva gibi benimseyip ona bağlanmanın yarattığı sinerji bu başarıyı getirmişti. Hepimiz tersaneyi sahiplenmiştik. Bu başarı, Gemi Yapı’nın, arkadaşlığın başarısıydı…

Okuldan her yıl mezun olanların bir kısmı da Camialtı, Hasköy ve İstinye Tersaneleri’ne dağıtılırdı. Mezunlar, bu tersanelerde de çok faydalı hizmetler verdiler. Mecburi hizmetlerini tamamlayanların bir kısmı da özel sektör tersanelerine geçtiler, içlerinde tersane kuranlar bile çıktı.

Sedef Tersanesi’ni yaptığı yenilikler ve yatırımlarla, Türkiye’nin en modern tersanesi haline getiren, harika gemiler inşa eden, çok değerli okul arkadaşımız, sevgili kardeşim Nevzat Kalkavan’a bu vesile ile takdir ve tebriklerimi sunuyorum.

Pendik Tersanesi’nin gerek kuruluş aşamasında, gerekse gemi inşaatına geçişte, Sulzer Motor Fabrikası’nın keza kurulmasında ve dizel motor üretimi aşamalarında bu okul mezunu genç kardeşlerimiz görev yaptılar. Onların canla başla ve heyecanla çalışmalarını asla unutamam.

Gemi Sanayi’miz için bu çok değerli okul ne yazık ki 1983 senesinde bütün karşı çıkmalarımıza, bütün gayretlerimize rağmen 12 Eylül askeri idaresi tarafından kapatıldı. Okulun kapatılmasıyla, Gemi Sanayimi’ze eğitilmiş, kalifiye işçi, teknisyen yetiştiren bu güzel kaynak maalesef kurutulmuş oldu.

Okulun kapatıldığı sırada Pendik Tersanesi ve Pendik-Sulzer Motor Fabrikası devreye girmek üzereydi. Haliç’teki, boğazdaki küçük tersaneler peş peşe Tuzla tersane bölgesine taşınıyorlar, Gemi Sanayi’mizde ciddi bir gelişme hareketi başlıyordu.

1980’lerin başlarında, yılda sadece birkaç adet koster inşa edebilen özel sektör tersanelerinde, Tuzla’daki yerleşimden sonra zamanla yılda küçüklü büyüklü 50 – 60 gemi inşa edilir hale geldi.

Bu sürekli gelişmenin en büyük sıkıntısı, bu gemileri inşa edecek yetişmiş insan gücü eksikliğiydi. Bu eksikliği giderecek en büyük kaynak olan Gemi Yapı Meslek Lisesi ne yazık ki kapatılmıştı. O okula tam da ihtiyaç duyduğumuz zamanda. Bu büyük bir talihsizlikti…

Tuzla tersanelerinin çok büyük siparişler aldığı 2000’lerden sonra tersanelerdeki işçi sayısı neredeyse 40,000’e yaklaştı. Ne var ki bu işçileri yetiştirecek okul olmadığından bu işçilerin büyük bir çoğunluğu maalesef eğitimsiz düz işçilerdi.

Bir yandan Tuzla tersanelerinde yurt içinden, yurt dışından her yıl artan gemi siparişleri gelip, yoğun ve sürekli çalışma koşullarını getirirken, diğer yandan tersane idareleri tarafından gerekli iş emniyeti tedbirlerinin alınamaması işçilerin eğitimsiz ve tecrübesiz oluşları, tersanelerde sık sık, büyük iş kazalarının meydana gelmesine sebep oldu. Türkiye, Tuzla tersanelerinden gelen işçi ölümü haberleri ile sarsılır oldu.

Gemi Yapı Meslek Lisesi binasının metruk halini seyrederken kafamdan hep bu iyi kötü gelişmeler geldi geçti. Kendi kendime “Bu Gemi Yapı Meslek Lise’miz kapanmasaydı, tersine daha da geliştirilseydi, Tuzla’da bu kadar işçi kardeşimiz kaybedilir miydi? Şüphesiz kaybedilmezdi.” diye söylenip duruyordum.